Türkiye’nin gündeminde uzun zamandır uygulamadığı ve Anayasamızın 15. maddesinde yapılan bir değişiklikle kaldırdığı idam cezasının geri gelme olasılığı belirdi. Türkiye 47 üyesi olan Avrupa Konseyi’nin kurucu üyelerindendir. Ölüm cezası ile ilgili konular Avrupa Konseyi’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince belirlenmiş Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi içerisinde yer almaktadır. Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki Ek Protokollerinden 6 numaralı protokolü 1 Aralık 2003 tarihinde ve 13 numaralı protokolü 1 Haziran 2006 tarihinde yürürlüğe koymuştu. (Detaylı bir analiz için bakınız http://www.dw.com/tr/ab-ile-t%C3%BCrkiye-aras%C4%B1nda-idam-d%C3%BC%C4%9F%C3%BCm%C3%BC/a-36221471.)
Bu aşamada bu protokollerden imzamızın geri çekilmesinin doğurabileceği maliyetleri aşağıdaki gibi özetleyebiliriz.
1. İdam cezasının geri getirilmesiyle Türkiye insan haklarının savunulmasında geri adım atmış olacaktır. Avrupa Birliği ve tüm Avrupa nezdinde itibarı zedelenecektir.
2. 47 Üye ülkeden sadece 3 tanesi gibi , Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya gibi, savaş ve yakın savaş tehlikesi halinde ölüm cezasını yasaklayan ama şimdiye kadar ölüm cezasını uygulamamasına rağmen 13 sayılı protokole imza atmayanlar arasında yer alırız. Bu protokolden geri adım atıp ta ölüm cezasını uygulayacak olursak bunu yapan tek ülke oluruz .
3. Bu protokollerden vazgeçilebilmesi için Anayasamızın Temel Hak ve Hürriyetlerin Kullanılmasının Durdurulması ile ilgili 15. maddesindeki “kişinin yaşama hakkı’na, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulmaz” lığı ile ilgili bölümün değişmesi gerekecektir.
4. Türkiye’nin AB sürecine itirazı olanların tümünün elinde aleyhimzide kullanabilecekleri bir koz verilmiş olunacaktır.
5. Demokrasi örneği gibi öngörülen Türkiye’nin Orta Doğu ve Orta Asya ülkeleri nezdinde “bizden farkı yok” imajı yaratılacaktır