Ankara Anlaşması’nda Türkiye’nin Avrupa Ekonomik Topluluğuna entegrasyonu için ortaya koyulan üç dönemin sonuncusu olan “son dönem”de, Türkiye ile Topluluk arasında bir gümrük birliği tesis edilmesi öngörülmüştür. Ortaklık Konseyi’nin 6 Mart 1995 tarihinde yapılan toplantısında alınan “Gümrük Birliği Kararı” Gümrük Birliği’nin son döneminin uygulamaya konulmasına ilişkin koşulları belirlemektedir. Böylece, Katma Protokol’de öngörülen 22 yıllık Geçiş Dönemi, 1 Ocak 1996 tarihi itibarıyla son bulmuş ve Türkiye’nin AB’ye katılımı yolunda “Son Dönem”e girilmiştir.

1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı Türkiye’ye Ankara Anlaşması’nda tanımı yapılmış olan klasik gümrük birliğinin ötesinde yükümlülükler getirmiştir. Anlaşma’nın 10. maddesi gereği; Üye Ülkelerle Türkiye arasında, ithalatta olduğu gibi ihracatta da gümrük vergileri ve eş etkili resim ve harçlar, miktar kısıtlamaları ile milli üretime Anlaşmanın hedeflerine aykırı bir koruma sağlamayı gözeten eşit etkili başka her türlü tedbir yasaklanır ve buna ilave olarak Türkiye üçüncü ülkelerle ilişkilerinde Topluluğun Ortak Gümrük Tarifesi’nin kabul eder ve Toplulukça dış ticaret konusunda uygulanan sair mevzuata da yaklaşmayı taahhüt eder.

1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nda ise Gümrük Birliği’nin sadece gümrük vergileri ve eş etkili vergilerin kaldırılması ve Topluluğun üçüncü ülkelere uyguladığı ortak gümrük tarifesine (OGT) uyum sağlanması değil, aynı zamanda bir tarafın diğer taraf üzerinde haksız rekabet avantajı sağlamasına neden olabilecek tüm bozucu mekanizmaların kaldırılması anlamına geldiği anlayışı mevcuttur.

Kısaca, sadece malların serbest dolaşımına ilişkin değil, aynı zamanda rekabet politikası,  fikri ve sınai mülkiyet hakları gibi alanlarda da Topluluk mevzuatına uyum yükümlülüğü doğmuştur. 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nda şu kısımlara yer verilmiştir:
• Malların Serbest Dolaşımı ve Ticaret Politikası
• Tarım Ürünleri
• Gümrük Hükümleri
• Yasaların Yakınlaştırılması
• Kurumsal Hükümler
• Genel ve Son Hükümler

Türkiye’nin Karar hükümlerine göre yükümlülükleri iki başlık altında toplanabilir:

 

1-Malların Serbest Dolaşımına İlişkin Yükümlülükler
Türkiye-AT Gümrük Birliği sanayi ürünleri ile işlenmiş tarım ürünlerini kapsamaktadır. Tarım ürünlerine ortaklık konseyi kararları, kömür ve çelik ürünlerine ise ayrı bir anlaşma kapsamında “menşe” esasına dayalı tercihli rejim uygulanmaktadır. Serbest dolaşım prensibine göre, Türkiye’de ve Toplulukta elde edilen ürünler ile üçüncü ülke çıkışlı olup Türkiye veya Toplulukta ithal işlemleri tamamlanmış, gerekli gümrük vergi ve resimleri tahsil edilmiş, bu vergi ve resimleri tam veya kısmi bir iadeden yararlanmamış ürünler gümrük birliği gümrük bölgesi (Topluluk + Türkiye) içerisinde serbest dolaşımda sayılmaktadır. Böylece, “serbest dolaşım prensibi”ne dayalı Gümrük Birliğinin işleyebilmesi için Türkiye’nin yerine getirmesi gereken yükümlülükler şöyle sıralanmıştır:

  • • Türkiye 12 ve 22 yıllık listelerde bulunan eşyanın Topluluktan ithalatında uyguladığı gümrük vergisi ve eş etkili vergileri 31 Aralık 1995 tarihi itibarıyla kaldıracaktır.
    • Üçüncü ülke kaynaklı eşyaya uygulanmakta olan gümrük vergisi ve eş etkili vergilerde 31 Aralık 1995 tarihinde Topluluğun Ortak Gümrük Tarifesi’ne (OGT) uyum sağlanacaktır.
    • İşlenmiş tarım ürünleri ticaretinde, Toplulukta uygulanan sistem getirilerek, Karar’ın 1 No’lu ekinde sayılan bu ürünlerin sanayi ve tarım payları tespit edilerek, toplam korumanın sanayi payına tekabül eden kısmının Topluluğa karşı sıfırlanması öngörülmüştür.
    • Her iki taraf, ithalat ve ihracatta uyguladıkları miktar kısıtlamalarını kaldıracaklardır.
  • • Karar’ın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde Türkiye ticarette teknik engellerin kaldırılması konusundaki Topluluk araçlarını benimseyecektir.

 

2-Mevzuat Uyumuna İlişkin Yükümlülükler
1/95 sayılı Kararı’n 8. maddesi gereği; Türkiye, Karar’ın yürürlüğe girdiği tarihinden itibaren beş yıl içinde, ticaretin önündeki teknik engellerin kaldırılması konusundaki Topluluk müktesebatını iç hukuk sistemine dahil edecektir. Söz konusu müktesebat listesi daha sonra 2/97 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı ile tespit edilmiş ve yaygınca bilinen teknik mevzuat uyumu çalışmaları bu vesileyle başlamıştır.

1/95 sayılı Karar’ın 54.maddesi ise, Gümrük Birliğinin işleyişi ile doğrudan ilgili alanlardaki Türk mevzuatının mümkün olduğunca Topluluk mevzuatı ile uyumlaştırılmasını öngörmektedir. Söz konusu maddenin ikinci paragrafında, Gümrük Birliği’nin işleyişi ile doğrudan ilgili alanlar şöyle sıralanmaktadır:

  • • Topluluk ticaret politikası ve üçüncü ülkelerle yaptığı tercihli ticaret anlaşmaları,
  • • Sanayi ürünleri ticaretindeki teknik engellerin kaldırılmasına ilişkin mevzuat,
  • • Rekabet politikası,
  • • Fikri ve sınai mülkiyet haklarına ilişkin mevzuat,
  • • Gümrük mevzuatı

 

Gümrük Birliği Kararı kapsamında neler yapıldı?
1 Ocak 1996’dan itibaren taraflar arasındaki gümrük vergilerinin sanayi malları için sıfırlanmasına ve ülkemizin üçüncü ülkelere AB’nin Ortak Gümrük Tarifesini uygulamasına başlanmış ve bu alandaki bazı istisnalar da takip eden süreçte ortadan kaldırılmış, işlenmiş tarım ürünleri için ise sanayi payı sıfırlanmıştır. Ayrıca, 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı gereğince dış ticaret rejimimiz büyük ölçüde AB ile uyumlu hale getirilmiştir. Bu çerçevede, malların serbest dolaşımı ile ortak ticaret politikasına ilişkin düzenlemelerin yanı sıra teknik mevzuat, fikri ve sınai mülkiyet, rekabet politikası alanlarındaki AB mevzuatı, ülkemizin ihtiyaçları da dikkate alınarak dış ticaret rejimimize yansıtılmaktadır.

Başlıklar altında Türkiye’nin üstlendiği yükümlülükler çerçevesinde yapılanları şöyle özetleyebiliriz:

 

• Birliğin ticaret politikasına ve üçüncü ülkelerle yaptığı tercihli ticaret anlaşmalarına uyum
1/95 sayılı Gümrük Birliği Kararı’nın 12. maddesi uyarınca Türkiye, 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren Topluluğun ithalatta ortak kurallar, belirli üçüncü ülkelerden yapılacak ithalatta ortak kurallar, miktar kısıtlamalarının idaresi, haksız ticari uygulamalara karşı önlemler, ihracatta ortak kurallar, ihracatta kota ve tarife kontenjanı belirlenmesi ve idaresi tekstil ve hazır giyim sektöründe üçüncü ülkelere karşı uygulanan miktar kısıtlamaları, dahilde ve hariçte işleme rejimlerine ilişkin kurallarına uyum sağlamıştır. 1/95 sayılı Karar’ın 16.maddesi uyarınca Türkiye, Ortak Ticaret Politikasına uyum amaçlı olarak AB’nin çeşitli ülkelerle yaptığı Serbest Ticaret Anlaşmalarına (STA) benzer anlaşmalar yapmaya başlamıştır.

• Sanayi ürünleri ticaretindeki teknik engellerin kaldırılması
AB teknik mevzuatına uyumda da önemli aşamalar kaydedilmiş, bugün teknik mevzuatın önemli bir bölümü uyumlu hale getirilmiştir. Bu alandaki önemli bir gelişme olarak, CE işaretli mevzuat kapsamındaki ürünlerin belgelendirmesini yapan Türk Onaylanmış Kuruluşlarının sayısı her geçen gün artmaktadır.

• Rekabet politikası ve fikri mülkiyet hukukuna uyum
Rekabet politikası ve fikri mülkiyet hukukuna uyum çalışmaları Gümrük Birliğinin yürürlüğe girmesinden de önce başlatılmış, bu kapsamda Rekabet Kurumu ve Türk Patent Enstitüsü kurulmuştur.

Rekabet politikası alanında, anti-tröst ve birleşmelerin kontrolü konusunda mevzuatın büyük bölümüne uyum sağlanmıştır.  Rekabet politikasına uyumun gerektirdiği diğer alan olan devlet destekleri konusundaki uyum çalışmaları ise ilgili faslın  müzakerelere açılabilmesi için yürütülen çalışmalar kapsamında hız kazanmış ve bu çerçevede “Devlet Desteklerinin İzlenmesi ve Denetlenmesi Hakkında Kanun” kabul edilmiştir. Ayrıca, devlet desteklerinin söz konusu Kanun hükümlerine göre verilebilmesini teminen “Devlet Destekleri İzleme ve Denetleme Kurulu” oluşturulmuş ve Kurul’un sekretarya hizmetlerini yürütmek üzere Hazine Müsteşarlığı bünyesinde Devlet Destekleri Genel Müdürlüğü kurulmuştur.

 

Fikri Mülkiyet Hukuku alanında ise, uluslararası normlara uyum sağlamak amacıyla edebiyat ve sanat eserlerinin korunması, icracı sanatçılar, yayın kuruluşlarının korunması gibi uluslararası anlaşmalara taraf olunmuş, aynı zamanda, fikri haklar sisteminin Topluluğun hukuk sistemi ile uyumlu hale getirilmesi amacıyla birçok hukuki düzenleme kabul edilmiştir. Sınai mülkiyet haklarının AB mevzuatına ve uluslararası normlara ve özellikle Dünya Ticaret Örgütü’nün TRIPS Anlaşmasına uygun bir şekilde korunması amacıyla da patent, endüstriyel tasarımlar ve markaların korunmasına ilişkin düzenlemeler yürürlüğe girmiştir.

• Gümrük mevzuatına uyum
Türkiye, AB gümrük mevzuatına büyük ölçüde uyum sağlamış, böylece Gümrük Birliği’nin işlemesi açısından yeknesak uygulamalar gerektiren; menşe, gümrük kıymeti, malların gümrük birliği bölgesine girişi, gümrük beyannamesi, serbest dolaşıma giriş, ekonomik etkili gümrük rejimleri, malların dolaşımı, gümrük borcu/yükümlülüğü, itiraz hakkı konularında uyum sağlanmıştır.

Gümrük Birliği’nin yürürlüğe girdiği 1996 yılından bu yana sürdürülen uyum çalışmaları sonucunda ülkemiz bu alandaki mevzuat uyumunda oldukça ileri bir seviyeye ulaşmıştır.

Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi

Gümrük Birliği’nin tesisinden bu yana geçen süre zarfında ülkemizde ve dünya ticaretinde yaşanan ekonomik gelişmeler ve değişimler ile uygulamadan kaynaklanan sorunlar, Gümrük Birliği’nin mevcut halinin gözden geçirilmesi ihtiyacını doğurmuştur. Bu ihtiyaç çerçevesinde Türk ve AB tarafları arasında Bakanlar seviyesinde varılan mutabakat uyarınca bir dizi teknik görüşme gerçekleştirilmiş ve bir çerçeve üzerinde taraflarca uzlaşılmıştır.  Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda temel yaklaşımımız sürecin ülkemizin AB üyeliğine alternatif teşkil etmeyecek şekilde yürütülmesidir.

Müzakerelerin 2016 yılı son çeyreğinde başlatılması hedeflenmektedir. Müzakerelerin başlamasına kadar geçecek zaman zarfında taraflar kendi iç çalışmalarını yapacaklardır.

Kaynak: Alıntının yapıldığı yer: http://www.ab.gov.tr/index.php?p=46234&l=1

Türkiye-AB Gümrük Birliği’nde Yaşanan Temel Sorunlar

Günümüzde Türkiye-AB Gümrük Birliği’nde yaşanan temel sorunları şu başlıklar altında toplayabiliriz.

– Danışma ve ihtilafların çözümü mekanizması: Söz konusu mekanizma yeterince hızlı ve etkin bir şekilde işlememektedir

– Serbest Ticaret Anlaşmaları:  Avrupa Komisyonu’nun üçüncü ülkeler ile yürüttüğü müzakere ve karar alma süreçlerine Türkiye dâhil edilmemektedir. Türkiye tercihli ticaret rejimine uyum çerçevesinde, AB’nin anlaşma imzaladığı üçüncü ülkelerle anlaşma imzalamakla yükümlüyken, bu ülkeler için böyle bir yükümlülük bulunmamaktadır.

– Vize Sorunu: Türkiye ile AB arasında mallar serbest dolaşımda olurken; Gümrük Birliği içinde mallarını tanıtmak için fuarlara gitmek, ihalelere veya iş görüşmelerine katılmak, iş anlaşması imzalamak isteyen iş adamlarına vize uygulanması gümrük birliğinin ilkelerine aykırıdır.

– Taşıma Kotaları: Bir yandan Türk taşımacılığına verilen kotalar ve diğer yandan taşıma faaliyetini yürüten TIR şoförlerine uygulanan vize, Gümrük Birliği’ne aykırı olarak Türkiye ile AB arasındaki malların serbest dolaşımında ciddi bir engel teşkil etmektedir.

Avrupa Komisyonu’nun talebi üzerine Dünya Bankası’nın hazırladığı “AB-Türkiye Gümrük Birliği Değerlendirmesi”  (8 Mart 2014) başlıklı raporda ( Rapor No. 85830-TR). Türkiye’nin üzerinde durduğu taşıma kotaları, vizeler ve serbest ticaret anlaşmaları gibi Gümrük Birliği ile ilgili sorunlar dikkate alınarak bazı çözüm önerileri getirilmiştir.

Bakınız: : http://www.worldbank.org/content/dam/Worldbank/document/eca/turkey/tr-eu-customs-union-tr.pdf